9338,89%0,67
39,14% -0,03
44,77% 0,47
4234,11% 0,30
6754,90% 0,80
Kurban Bayramı’nda Sofralar Bollukta, Peki Biz Nerede Duracağız?
️Ayşegül Tuğrul | Diyetisyen
Bayram deyince akla ne gelir? Kalabalık sofralar, evden eve yapılan bayram ziyaretleri, bol et yemekleri, ardından gelen tatlılar ve bir “yok ben doymadım, mide gitti galiba” hissi… Birçok kişi için bayram, bedenin değil sadece ruhun beslendiği bir dönem gibi algılanıyor. Oysa gerçek denge, ikisini birlikte doyurmaktan geçer.
Ben bir Diyetisyenim evet ama bu yazı size “eti bu kadar yemeyin, tatlıdan uzak durun” demek için değil. Tam tersine, "yaşarken fark etmek, yargılamadan denge kurmak" için yazıldı.
Kurban Bayramı'nda Et Tüketimi: Kutsal, Bereketli ama Yoğun
Kurban etinin paylaşılması, dayanışmanın, iyiliğin en güzel örneklerinden biridir. Ancak taze kesilmiş eti hemen tüketmek, hem sindirim sistemini zorlar hem de bazı sağlık riskleri taşır.
İşte birkaç temel nokta:
Taze et mutlaka 12-24 saat dinlendirilmeli. Sindirimi kolaylaştırmak için kasların gevşemesi gerekiyor.
İlk gün mutlaka ızgara, haşlama, fırın gibi daha sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih et. Kızartma ya da kavurma, hem mideyi yorar hem kolesterolü yükseltebilir.
“Bol protein aldım, öğünü geçiştiririm” düşüncesi yerine, yanına lifli gıdalar, sebzeler, yoğurt ekleyerek sindirimi destekle.
Tatlılar da Sırada: Yiyelim Ama Nasıl?
Misafirlikte tatlıyı reddetmek bazen büyük cesaret ister, biliyorum. Hele ki “Bu benim kendi ellerimle açtığım yufka!” diyorsa biri... İşte o noktada mesele şuna dönüyor: Tatlıyı yemek değil, yönetmek önemli.
Tatlıdan kaçmak değil, tatlıyı “tatmak” değerli.
Sütlü tatlılar veya küçük porsiyon ev yapımı seçenekler daha öncelikli olabilir.
Tatlıyı bir bayram zorunluluğu değil, sohbetin bir eşlikçisi gibi görmek; hem psikolojik yükü hafifletir hem porsiyonu küçültür.
Unutmayın! Gittiğiniz her yerde tatlı yemek zorunda değilsiniz, bunun bilinciyle hareket edin.
Psikolojik Taraf: Bayramda Duygusal Yeme Tuzakları
Bayram sadece fiziksel değil, duygusal olarak da bizi etkileyen bir dönem. Kimi için yalnızlık, kimi için yoğun ziyaret trafiği, kimileri içinse geçmiş anıların canlanması… Bu duygular bazen fark etmeden yemekle bastırılmaya çalışılır.
Kendine kızma: Tatlı yedin diye dünyanın sonu değil! Kendini suçlama: Birkaç günlük denge değişikliği bedenin değil, ruhun ihtiyacıdır belki de.
Pratik Öneriler: Bayramda Dengeni Koru
✅ Sabah kahvaltını atlama (özellikle protein ve lif içeriği dengeli olsun)
✅ Bayram ziyaretine tok git, aç gitme
✅ Her evde bir şey tatma zorunluluğu yok – en sevdiklerinden ölçülü tat
✅ 2. gün itibariyle hareket planı yap: kısa yürüyüşler, açık havada zaman geçir.
✅ Su tüketimini aksatma, kahveyi abartma
✅ Sindirimi desteklemek için: yoğurt, zencefil, nane çayı birebir
Bayramın Tadını Kaçırmadan Tat Al!
Bayram sofralarında niyet paylaşmak, ruhu doyurmak. Ama bedenin sesini de duymayı unutma. Ne tatlıdan kork ne etten kaç… Sadece farkında ol. Her zaman söylediğim gibi: Yasak yok, denge var! Çünkü bayram, ruhla bedenin aynı masaya oturduğu yerdir.
Herkese musmutlu ve sevdikleriyle beraber geçireceği bir bayram diliyorum, hoşça kalın �
✨Diyetisyen Ayşegül Tuğrul